EMRİNE AMADE




Güneşli günün sabahları başka güzel oluyor diye düşündü. Acaba bu güzel günün hatırına ne gibi şeyler olacaktı. Her günün tadı başkaydı, acaba bugün menü nasıldı? Yataktan kalktı perdeyi araladı, yatakta uyuyan eşine baktı. Nereden nereye diye söylendi. Dün ki lise arkadaşı şimdi eşi olmuştu. Bu ona sıcacık hissettirdi. Nasıl bir babaydı Hakan? Peki Neriman anneliği nasıldı?

İlk zamanlar anneliği ve babalığı tam hayallerindeki gibi yaşıyorlardı. Ya sonra…

“Emrime amade misin babacığım?”

“Emrine amadeyim oğlum.”

Roller ne kadar da değişmişti. Arkadaşlarıyla oynadığı zamanda sadece kendi babasının onu izlemeye gelmesi dışarıdan çok güzel duruyordu. Belki de o kadar kişi varken çok güzel bir fırsattı; burada işler benden sorulur diye göstermek. Bakın lider benim, bu küçük yaşta bir de evin lideri oldum bakın!

"Babaaaa! bakkala git diyecektim de sen en iyisi eve git sonra gel!"

"Tamam oğlum."

Biri sanki liderliği kaptırmıştı. Çünkü bir şeylerin yanlış gittiğini anlamak o kadar da zor değildi. Peki ya nasıl?

Neriman oradan geçerken bu konuşmalara şahit olmuştu. Eve dönünce mutfakta yemek hazırlarken düşüncelere dalmıştı. Acaba biz gerçekten dışarıdan böyle mi gözüküyoruz?

"Yok ya o kadar da değil."

"Yoksa o kadar mı?"

Bu konu üzerine bilinç vermeye başladı…



Pencere




Geç anne olan Neriman hamilelik sürecini de zor geçirmişti. Bu oğluna olan kıymetini daha da arttırmıştı. Gün geçtikçe o ne isterse onu yapıyorlardı. Ona göre yemekler hazırlanıyor, planlar ona göre yapılıyordu. Oğulları nereye gitmek isterse oraya gidiliyor ve ne zaman gittikleri yerden dönmek isterse oradan o zaman dönülüyordu. Evde elini bir şeye sürmüyordu. Okulda dersleri de iyi değildi hatta ödevlerini bile annesi yapıyordu. Bu aileyi zorlasa da çocuk için her şeye değer diye düşünüyorlardı. Gerçekten de öyle miydi?

Ahmet 10 yaşındaydı. El bebek gül bebek getirildi bu yaşa. Sofrada bile hala ara ara annesi yediriyordu. Tabağında sevdiği şey bitince annesinin tabağından alıyordu. İstediği şey olmadığında ise ağlıyordu. Bu şekilde istediğini yaptırabileceğini keşfetmişti. Bir şey alması için çabalamasına gerek kalmamıştı…Dışarıdan bakınca ne kadar da katlanılmaz çocuktu ama anne ve baba bu durumun farkında değildi. Neriman yeni yeni düşünmeye başlamıştı…

Ahmet bana da emir veriyor mu acaba?

Ya da gerek kalmadan zaten ben onun emrine amade mi olmuştum?

Bozdukları bir şeyi düzeltmek hiçte kolay değildi dimi?

Bir an çok zor geldi ama bir şeyler yapması gerekiyordu. Derin bir nefes aldı. Yemeği hazırlarken ilk aklına gelenle başladı. O gün tek çeşit yemek pişecekti. Fasulye. Ahmet fasulye çok sevmezdi, tercihi daha çok kuru, hazır gıdalar oluyordu. Yemeği görür görmez;

"Anne ben fasulye sevmiyorum bilmiyor musun?"

"Bugün fasulye var oğlum, başka yemek yok."

"Anne hadi bana patates kızart."

"Bugün hep beraber fasulye yemeği yiyeceğiz."

"Yaaa anne yaaa! Ben yemeyeceğim, aç kalır odamda açlıktan bayılırım."

İstediğini yaptıramadığı için ağlayıp odasına gitti.

Ertesi sabah yine sevdiği şeyleri bulamadı kahvaltıda. Ona özel sucuklu yumurtası yapılmamıştı. Karşısındaki klasik kahvaltı sofrasıydı. Karnı o kadar açtı ki bu sefer bir şey diyemeden tabağındakileri yedi.

Ahmet durumu fark etmeye başladı. Bir şeyler oluyordu evde artık her şey onun isteğine göre şekillenmiyordu…

Neriman akşam yemeğine hazırlık için markete çıkacaktı. Bu sefer markete giderken oğlunu da yanına aldı. Ahmet bir heyecanla çıktı annesiyle. Abur cubur alıp değişimin acısını çıkarmalıydı. İstediği şeyleri yiyebilmek için tam vaktiydi. Meyveli sodalar, meyve suları, çikolatalar, krakerler... Bir de bunlardan ikişer ikişer almıştı. Sıra kasaya, ödeme kısmına geldi.

"Oğlum neden bunları aldın? Hem bir çeşit içecek yetmiyor mu?"

"Canım istedi çünkü, canım çekti aldım işte."

Ahmet çoğu zaman bu tavrı takınıyordu ama daha öncesinde Neriman'ın bu konuda farkındalığı oluşmamıştı. Şimdi ise bu konu üzerine düşünmeye başlamıştı. Bu sefer olacakları tahmin etmişti. Çünkü aynı konu aynı sahne, bununla ilk defa karşılaşmıyordu...

"Tamam o zaman parasını kendin ödeyeceksin."

"Hayır yaa! Nasıl ben ödeyeceğim. Sen ödeyeceksin. Hadi!

Ahmet sinirle annesinin kolunu çekiştiriyordu. Neriman çok net bir tavırla elini çekmesi gerektiğini ve aldığı şeyleri kendisinin ödemesi gerektiğini söyledi. Bir yandan arkada sıra birikmişti. Herkes onların ödeme yapmasını bekliyordu. Orada bir anne oğluyla savaş veriyordu. Normalde insanlar market sırasında bu şekilde olaylara tahammül edemezdi. Neriman’ın netliği sıradakileri de etkilemişti.

Ahmet parayı ödedi, yüzü asık bir şekilde poşetleri de o taşıdı. Artık bir şeylerin sorumluluğunu alacağı günler gelmişti. Liderliği bu sefer de o kaptırmıştı. İstekleri için bedel ödemenin vakti gelmişti demek ki…

İnsanın birine verdiği bedel karşılıksız kalınca bu durum oluşuyordu. Tek taraflı, sürdürülemez, yıpratan bir ilişki. Karşı tarafın acımasızlaştığı, had bilmez hale geldiği, yoran bir süreç. İki kişinin birbirine dengeli bir şekilde bedel ödemesi gerekiyordu. Anne ve baba çocuklarına destek verecekler, çocuklarda anne ve babaya destek vereceklerdi. Yoksa ilişkilerdeki denge bozulur ve bir taraf düşkün bir taraf zalim olurdu.

Peki, nasıl olacaktı?

Hiçbir şey bir anda olmaz…

İnsan yavaş yavaş bozulur ve toparlanması da bir anda olmaz. Başında zor olan bu süreç iki tarafın da lehine olacaktı.

Önemli olan başındaki zorluğa rağmen sürece devam etmekte kararlı olmasıydı...

 &

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu, başarılı olması ve doyumlu ilişkiler yaşaması için tutarlı, faydalı, uygulanabilir ve anlaşılır bilgiler sunar. 

&

Bir damla, bir damlanın önemidir bardağı taşıran... Bir damlalar, bir damlalardır bardağı dolduran... Hangi bardak bir damla ile dolar, diğer damlalar olmadan... Hangi bardak taşar, damlalarla bir damla olmadan....

YAHYA HAMURCU

&

  KİM KİMDİR  

İLİŞKİLERDE USTALIK

BAŞARI PSİKOLOJİSİ



Yorumlar

  1. insan bu sade, apaçık gerçeği kabullenip düzeltmeye niyet edebilse,sadece karar! Sonrası akacak ama evet, doğru bunlar! ben yanlış yapmışım! şimdi bunun içinde emek vereceğim, öğreneceğim! demek ne kadar zor ama ne kadar basit...

    YanıtlaSil
  2. Elinize sağlık, problemlerimizi çözerken net ve kararlı bir duruş sergileyebilmek ümidiyle…

    YanıtlaSil
  3. İnsan bedel ödedikçe hayırları duydukça olgunlaşır. Teşekkürler 🌸

    YanıtlaSil
  4. İnsanın birilerine verdiği bedel karşılıksız kalınca… bir taraf düşkün bir taraf zalim. Peki zalimi zalimleştirmekte zalimlik değil mi? Merhamet sandıklarımız gerçekte nedir?
    Çok güzel bi yazı olmuş… Ellerinize emeğinize sağlık ❤️

    YanıtlaSil
  5. Emeğinize sağlık ne güzel anlatmışsınız

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Önemli olan başındaki zorluğa rağmen sürece devam etmekte kararlı olmasıydı...

    YanıtlaSil
  8. Farkındalık ve sonrasında gelen ufak ama kararlı, güçlü adımlar... Bizim Ahmet'imiz kim acaba?

    YanıtlaSil
  9. Bir düşünsek neleri göreceğiz kim bilir. Düşünüp, dışarıdan bakmanın önemini anlatan bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık🌼

    YanıtlaSil
  10. Farkında olması ne güzel kıvam kaçtığı zaman dengeler bozuluyor kıvamı tutturmak gerek

    YanıtlaSil
  11. Net olduktan sonra her şey çözülür☺️ emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Etrafımızda çokça gördüğümüz manzara... Emeğinize sağlık ne güzel anlamışsınız çözüm belli...

    YanıtlaSil
  13. Netlik bir çok şeyi düzeltir. Ama 7 yıldır lider olan çocuk hemen düzelmez tabi :)
    Teşekkürler 🍃

    YanıtlaSil
  14. Ah ne kadar da tanıdık sahneler… hayatın içinden…
    Gerçekten liderimiz kim? Bizi yöneten kim? Çocuk, para, iş, eş…?
    Bu soruları sormaktan hiç vazgeçmemeliyiz… en azından buna cesaret edebilirsek gerçek özgürlüğe kavuşabilir insan…

    YanıtlaSil
  15. Tek taraflı, sürdürülemez, yıpratan bir ilişki. Karşı tarafın acımasızlaştığı, had bilmez hale geldiği, yoran bir süreç. Ne kadar güzel özetlemişsiniz, emeğinize sağlık 🫶

    YanıtlaSil
  16. Hayır! 'lar nasıl güzel yetiştiriyormuș meğerse :)

    YanıtlaSil
  17. Günümüzde en büyük problemlerini başında geliyor... Şükürler olsun. Biz biliyoruz ki problem varsa- çözüm de hemen yanıbaşında. O işareti görebilmek ve uygulayabilmek... Eh otorite ve sabır şart tabi ki. Kaleminize sağlık🌹

    YanıtlaSil
  18. "başındaki zorluğa rağmen kararlı olmak" insan en çok buradan gol yiyor belki de. çocuk iki ağlayıca hayırları evet döndürerek, başladığı diyetten birkaç gün sonra vazgeçerek... o halde başındaki zorluğa rağmen devam edelim sürece

    YanıtlaSil
  19. İnsanın netliği , tüm oyunları bozan.
    👏🏻👏🏻

    YanıtlaSil
  20. Gerçekten ihtiyacı olan bedeli ödemesine izin verdiğinizde işler yavaş yavaş toparlanıyor... Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  21. İnsanın kendi eliyle yaptıkları, sonra bu nasıl bu hale geldi şaşkınlığı yaşaması, çözümden o kadar uzaklaşması...
    İlişkide ustalıkta tüm bunların sırlarının yer alması 😊

    YanıtlaSil
  22. Yavaş yavaş, pes etmeden... Sabır ve Azim, insanı yücelten ne güzel özellikler <3

    YanıtlaSil
  23. Güner Tozkoparan7 Nisan 2024 21:53

    İnsan kıyamamanın arkasına sığınıp kendi zalimini kendi oluşturuyor ne acı. Farkı farkedip önlem alabilmek ne kadar çok önemli.

    YanıtlaSil
  24. Böyle netlik her eve lazım

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİM KİMDİR?

PIRIL PIRIL BİR SEN(E)

ÇOK AMA AZ